26 Mart 2009 Perşembe

Faili Meçhul Cinayetler


Bundan bir kaç ay önce hayatımın en kötü gününü yaşadığımı ve artık hiçbir şeyin bundan daha kötü olamayacağını düşünüp üzülüyordum. Bunu bir daha sorgulamak gerek !


İnsan hayatında hiç bir zaman bitmiyor o ''en'' ler. Artık en kötüsü demekten vazgeçtim. Bir sonrakine kadar en kötüsü bu diyorum. Böylece bir sonrakine ben sana zaten hazırdım mesajı vermiş olurum belki. Çünkü ne kadar aşina olursa olsun insan yine de talan oluyor ''kötü''ler karşısında.


Bugün size bir cinayetten bahsetmek istiyorum.


" İki gün önce İstanbulda bir apartmanın yedinci katında yaşanmış. Kadın katliamlarının bol olduğu günlerde bir başka tarzda çarpıcı bir örnek. Faili meçhul bir cinayet henüz. Katil olay mahalinden arkasına bakmadan kaçıp gitmiş. Gitmese erkekliğine yaraşmazdı zaten.


Olayın korkunç yanı altı ay boyunca, el ve kollarını bağlayarak, saklamış kadını. Kadın ise yalnızca onu aç ve susuz bırakmadığı için minnet duymuş katiline. Kadın kilitli kaldığı odada katilinin gelip onu sevmesini beklemiş aylarca. Onu öldürmediği için sevmiş onu, hem yemek de veriyormuş bundan iyisi mi var!...Hastalıklı bir aşka dönmüş bu garip hikaye. Adam sevmiş kadını, korumuş, kollamış. Bırakmamış aylarca. Kaçıp gitmek istemiş zaman zaman ama adam buna asla izin vermemiş. O gitmek istedikçe daha çok gelir olmuş ziyaretine. Daha çok sevmiş onu. Kadın adamı sevdikçe adam vahşileşmeye başlamış...İlk günlerdeki tutku, heyecan ve güzellikler yerini sessiz kaçışlara ve duygusuz sevişmelere bırakmış. Kadın günlerce aç bırakılmış, beklemiş, ağlamış...Gelen giden olmamış. Yanında olmadığı dakikalarda bir başkasıyla olduğunu biliyormuş kadın.


Sonra bir gün geri gelmiş adam. Cinayetten bir gece önce. Eskiden olduğu gibi oturup saatlerce konuştukları ve tutkuyla seviştikleri gecelerden biri olacak sanmış kadın. Kız kulesinde, sahilde, hiçbir yerde, her yerde ve hayallerde buluşup saatlerce konuştukları ve birbirlerine dokunamasalar bile sadece o an için dahi olsa tamamen birbirlerine ait olduklarını hissetikleri günlerden biri gibi. Hayal değildi bu. Yaşanmıştı bunlar. Gerçekti hepsi. Dokunuşlar, konuşmalar, kaçamak görüşmeler ve her an her saniye birbirine koşmalar... Hepsi yaşanmıştı bunların. Onlarca şarkı söylenmişti, dillendirilmişti var olan ve olamayan her şey. İnanmamak için ruhsuz olmalıydı kadın, duygusuz. Umutlanmamak için beklememek için bu dünyaya ait olmayan bir varlık olmalıydı. Çünkü adam hep bekle demişti ona , git demeyi beceremediği dakikalarda. Bekle ve ben seni öldürene kadar yaşat beni!


Kadın o gece adamı gördüğü gibi anlamış bir şeylerin yolunda gitmediğini. Sarılmak istemiş, dokunmak. Susuyormuş adam. Bütün geceyi beraber geçirmişler. Sabaha karşı suskunluğu bozulmuş adamın ve itiraf etmiş sonunda. Sevmiyorum seni. Sadece seni öldüreceğim ana kadar beni yaşatmanı istedim. Nefessiz kalmış kadın. Soğuk bir duvarın kıyısında uykuya dalmak ve bunların kötü bir rüya olduğuna inanmak için çırpınıp durmuş. Becerememiş...


Konuşmadan, tek bir cümleye dahi tenezzül etmeden, hiçbir şey olmamış ve yaşanmamış gibi. Öldürdükten sonra yanağına bir öpücük kondurmuş ve kaçıp gitmiş. Ruhsuzca. Bedeni de ruhu da değersizlikler içinde tükenmiş kadının. Çiğnenip yutulmaya hazır bir et gibi.


Bulsalar faile soracaklar olay anında neler hissettiniz diye.
Soğukkanlılıkla anlatırdı herhalde. "Yaptım, pişman değilim" .
Fakat bir kağıt parçası bulunmuş odada olaydan sonra.


Kadının el yazısından şunlar yazıyormuş:


-Ölümünden kimse sorumlu değildir. Katli vacip duygulardı ! "


Katli vacip duygular...Sevmek, değer vermek, inanmak, güvenmek... Ve işte böyle talan ediliyorlar meçhul faillerce. Bir gün içinde onlarcası, yüzlercesi işleniyor bu günahların.


Kalbe kalkan geçirmek gerekiyor artık. Ticaretine başlasak iyi para ederdi!


'' Kendinizi korumanız için özel olarak üretilmiş insandan robot yapma makinası! Ekonomik ve kolay çözüm. Yanında "değer vermemeyi öğrenmek için 50 altın kural" kitabı da bedava! "


''En'lik görecelidir diye başlamıştım yazıya. Şimdi dua ediyorum gelmiş geçmiş bütün Tanrılara. Bundan kötüsü varsa, bundan iyisi de olacaktır. Güzel günler göreceğiz elbette.


Başka türlü yaşanmaz bu dünyada!

Hiç yorum yok: